Horlama Tedavisi

Horlama Tedavisi

Neden Horlarız?

Ülkemizde sıklıkla tedavi için başvurulan rahatsızlıklardan birisi de horlamadır. Yüksek sesli horlama dediğimiz olay uyku esnasında ciddi bir solunum sorunu ile karşı karşıya kalındığını işaret eder. Horlamada solunum yollarından geçen havanın, geçtiği alanda yeterli açıklık olmadığı, dar olduğu düşünülür. Hava geçişi zorlandığı takdirde ise horlama ortaya çıkar. Yapılan istatistik çalışmalarında yetişkinlerin %10’u ile %30’u arasında horlama vakası olduğu görülmektedir. Bu kişilerin çoğunluğunda horlama, basit horlama dediğimiz ciddi bir sağlık problemi ortaya çıkarmayan horlamadır. Ortalama 100 kişiden 5 kişide şiddetli horlama ve uykuda nefes durması görülmektedir. Bu duruma obstrüktif uyku-apne sendromu denmektedir.

Uykuda Nefesin Durması (Apne) ve Horlamanın Ortaya Çıkışı  

Çocuklarda ve erişkinlerde normalde solunum yolunu açık tutan kaslar kasılır ve üst solunum yolu açılır. Bu kaslar eğer gevşerse üst solunum yolunda hafif bir daralma meydana gelecektir. Fakat ortaya çıkan bu durum hava geçişinde problem ortaya çıkarmaz. Ancak uyku-apne dediğimiz sendromda uyku esnasında ortaya çıkan bu daralma ciddi bir boyuttadır. Bu daralma ve solunumda güçlük beyne bir ileti yollar solunum eforu bu şekilde artmaya başlar. Bu zincirleme olay neticesinde beyinde uyanıklık reaksiyonu meydana çıkar. Uyanıklıkla beraber solunum kasları aktifleşecektir ve üst solunum yolunun açılması gerçekleşir. Bu rahatlama ile beraber kişi yeniden uykusuna dalar.

Solunumda sürekli bir zorlanma ve sonrasında rahatla ile bu kronik bir durum halini alır. Bu da kişinin sürekli uyanmasına ve gece uykusunu iyi alamamasına neden olur. Bir kişi bu şekilde sürekli gece uyanıyor, nefes tıkanması yaşıyor ve ertesi gün sürekli uykusunu alamamış bir şekilde uyanıyorsa bu duruma “Obstrüktif Uyku-Apne Sendromu” denmektedir.

Uyku Apnesi Türleri:

  1. Tıkayıcı Tipte Uyku Apnesi: Bu apne türü daha sık rastlanan bir türdür. Boğazdaki kaslar havanın geçebileceği alanı kapatacak kadar gevşeme yaşanır.
  2. Merkezi Uyku Apnesi: Bu tür apnede beyin, solunumu kontrol eden kaslara doğru sinyaller gönderemez. Sonucunda merkezi uyku apnesi ortaya çıkar.

Belirtileri Nelerdir?

Uyku apnesi belirtiler dahilinde ortaya çıkar. Bunları şöyle sıralayabiliriz:

  • Şiddetli bir şekilde horlama
  • Gündüz uyuklama
  • Nefes almada zorlanarak uyanma
  • Uyku sırasında solunum durması
  • Sabah ortaya çıkan baş ağrıları
  • Boğaz ağrısı, ağız kuruluğu
  • Solunum güçlüğü ile uyanma

Uyku Apnesinin Nedenleri

Tıkayıcı tipte dediğimiz uyku apnesi boğazdaki kasların havanın geçeceği alanı kapatması ile gevşeme sonucu meydana gelen tiptir. Bu kaslar küçük dile, yumuşak damağa, dile ve yutağa aittir. Bu kaslar gevşerse nefes alma sırasında hava yolu daralacak ve bir süreliğine solunum duracaktır. Ve bunun neticesinde kandaki oksijen miktarında azalma olacaktır. Beyin bu oksijen azalmasını algılayacak ve uyku derinliğinde azaltarak hava yolunun tekrar açılmasını sağlamaya çalışacaktır. Uyku derinliğinin azalması ile bazı kişilerde bir iki kısa derin nefes alma durumu ortaya çıkar ve bazı kişilerde ise şiddetli horlama ve yutkunma sesleri ile solunum tekrar başlatılır.

Bu nefes durması gece saatte 2-30 kere tekrarlanabilir. Bu şekilde bir uyku apnesi söz konusu ise derin uykuya geçmek hiç mümkün değildir. Çünkü kişi tüm çabasını solunum alma ile geçirir. Bununla beraber gündüz uyuma ihtiyacı hisseder. Uyku apnesini yaşayan kişiler genellikle bu durumu yaşadığından habersizdir. İyi uyudukları gibi bir yanılgıya kapılırlar.

Merkezi tipteki uyku apnesi ise çok nadir görülen bir tiptir. Beynin solunumu kontrol eden kaslara doğru sinyalleri iletememesi ile kendisini gösterir. Kanda oksijenin azalması, karbondiyoksitin artması neticesinde uyanma görülür. Merkezi tipteki uyku apnesi sorunu yaşayanlar uyanma dönemlerini tıkayıcı tipte uyku apnesi sorunu yaşayanlara göre daha fazla hatırlamaktadırlar.

Risk Faktörleri Nelerdir?

Tıkayıcı Tipte Uyku Apnesi Risk Faktörleri

  • Boğazın Dar Yapısı: Bazı kişilerde doğuştan olmak üzere boğazın yapısı dar bir haldedir. Bu uyku apnesini ortaya çıkarmada tetikleyici unsurlardan birisidir.
  • Fazla Kilo: Boyun bölgesinin kısa ve kalın olması boğazdaki hava yolunun da daralmasına neden olacaktır. Kilo arttıkça boyun ve boğaz çevresindeki yağ dokusu da artmış olacağından uyku apnesi şiddetli bir şekilde ortaya çıkabilmektedir. Bir kişinin giydiği gömlek yaka numarası erkeklerde 43cm’den ve kadınlarda 40cm’den fazla ise uyku apnesi riski taşır. Fakat bu illa sadece şişman kişilerde uyku apnesi görüleceği anlamına gelmez. Zayıf kişilerde de uyku apnesi görülebilir.
  • Yaş Faktörü: Uyku apnesinin erişkinlerde görülme oranı gençlerde görülme oranına göre 2-3 kat daha fazladır.
  • Büyümüş Bademcik ve Geniz Eti Problemi: Bademcikler normalden büyük ise ve geniz eti sorunu yaşanıyorsa daha çok çocuklarda ortaya çıkan uyku apnesi görülebilir. Ancak bazı erişkinlerde de bu durum görülebilir.
  • Alkol, Uyku İlaçları ve Sakinleştirici Kullanımı: Bu maddelerin kullanımı boğaz kaslarının uyku esnasında gevşemesine neden olmaktadırlar.
  • Erkek Cinsiyet: Erkeklerde uyku apnesi kadınlara oranla iki kat daha sık görülür. Fakat kilo fazlası olan kadınlarda da sık bir şekilde görülmektedir.

Merkezi Tipte Uyku Apnesi Risk Faktörleri:

  • Kas ve Sinir Sistemindeki Hastalıklar: Omurilik ve beyin sapı ile ilgili sinir sistemi hastalıklarında ya da tüm kas sistemini etkileyebilecek hastalıklarda uyku apnesi görülebilmektedir.
  • Beyin Felç veya Tümörleri: Bu gibi sağlık sorunları beyinin solunum ritmini ayarlama fonksiyonunu etkileyip bozabilmektedir.
  • Yüksek Rakım: Normalde olduğundan daha yüksek rakımdaki uyku apne riskini artırır.

Her iki türde de hipertansiyon veya kalp yetmezliği gibi problemlerin gelişme riski bulunmaktadır. Apne sırasında kandaki oksijen ani olacak düştüğünden kan basıncı artar. Bu da kalp ve damar sisteminde zorlama anlamına gelir. Ve neticede beyin kanamasına bağlı felç ve kalp yetmezliği gelişme riski ortaya çıkar. Şayet bir hastada kalp rahatsızlığı var ise uyku apnesinin sebep olduğu oksijen düşüşleri kalp yetmezliğine bağlı gelişen uykuda ani ölüm riskini arttırır.

Ne Zaman Doktora Başvurulmalıdır?

Eğer horlama durumu sizi ya da başkalarını rahatsız edecek düzeydeyse, uykuda nefes alma güçlüğü çekiliyor ise, uyku esnasında nefes alma duraklıyorsa ve buna tanık olunuyorsa, gündüz işte, okulda, televizyon seyrederken, otobüste, okurken vs. uyuklamalar oluyorsa mutlaka uzman bir doktora görünmek gerekir.

Pek çok kişi horlamanın ciddi bir sağlık sorunu olduğunun farkında değildir. Bununla beraber her uyku apnesi yaşayan kişi horlayacak diye bir durumda yoktur. Horlama çok şiddetli bir şekilde yaşanıyorsa, horlama aralarında sessizlikler oluyor ve bunlar özellikle sırtüstü pozisyonda oluyorsa yine doktora görünmek gereklidir.

Uyku Apnesinde Değerlendirme ve Tanı

Uyku apnesinin nasıl ortaya çıktığı ve yol açtığı problemler pek çok nedenle olabileceğinden Kulak Burun Boğaz, Kardiyoloji, Nöroloji ve Göğüs Hastalıkları uzmanlarının ayrı ayrı değerlendirmesi gerekebilir. KBB uzmanının değerlendirme süreci ilk olarak muayene ile başlayacaktır. Bu muayenede uzman doktor burundan başlayarak nefes borusuna kadar havanın geçtiği alanlarda daralmaya sebep olan şekil değişikliklerine odaklanacaktır. Akabinde bir uyku çalışması yapılacak ve uykuda vücudun fonksiyonlarının kaydedilerek incelemesi yapılacaktır.

Uyku çalışması evde ya da laboratuvarda yapılabilir. Uyku çalışmasında vücuda cihaz vasıtası ile kablolar bağlanarak uyku esnasındaki solunum ve dolaşım faaliyetleri, burun ve ağızdaki hava akımı, beyin dalgaları, kol ve bacak hareketleri, horlama sesi, vücut pozisyonları gibi pek çok kriter kaydedilmektedir. İncele bittiğinde veriler bilgisayarlı ortamda değerlendirilmeye başlanır. Uzman doktor buna ilaveten hava yolundaki dar bölgeyi değerlendirmek ve ölçüm yapabilmek için bir röntgen isteyebilir. Bu röntgen"sefalometri"dir.

Uyku Apnesinin Ortaya Çıkardığı Sorunlar

Uyku apnesi pek çok sağlık sorunlarını beraberinde getiriyor. Bu sorunlar hem sağlık anlamında hem sosyal anlamda kişileri oldukça kötü etkiliyor. Bu sağlık ve sosyal sorunlara değinmek gerekirse;

Beyin Faaliyetlerinde Yarattığı Sorunlar: Uyku apnesi yaşayan kişilerde unutkanlık, bezginlik, yorgunluk, impotans sorunşarı ve gece sık sık tuvalete kalkma gibi sorunlar ortaya çıkar. Çocuklarda ise hiperaktivite ve dikkat bozukluğu sıklıkla görülür.

Kalp ve Damar Sisteminde Ortaya Çıkan Sorunlar: Apne esnasında kandaki oksijende ani düşme görülür. Bununla beraber kan basıncı artar ve kalp ve damar sisteminde zorlanmalar ortaya çıkar. Uyku apnesi sorunu yaşayanların en az yarısında hipertansiyon görülmektedir. Bu durum ise kalp yetmezliği ve beyin kanaması riskini oluşturur. Kalp hastalığı olanlarda uyku apnesi ile birlikte oksijen düşüklüğü kalp krizine bağlı uykuda ölüm gibi neticeleri ortaya çıkarabilir.

Eş İle İlgili Sorunlar: Uyku apnesi ile birlikte şiddetli hormala özellikle çiftlerde büyük sorunlara neden olabilmektedir. Partnerin uyuyamaası hatta başka odada yatmak istemesi ciddi bir problemi ortaya çıkartmaktadır.

Gündüz Vakti Uyuklamalar: Uyku gece yarısı sıkça bölündüğünden derin bir uykuya dalmak mümkün olmamaktadır. Bu durumda gündüz uyuklamalar ortaya çıkar ve sinirlilik, halsizlik gibi durumlar gözlemlenir. Uyku apnesi yaşayan kişiler işte, okulda, televizyon izlerken, dershanede, otobüste hatta arabada sürekli uyumaya meyillidirler. Uyku apnesi yaşayan ve araç kullanan kişilerde trafik kazası geçirme riski çok fazladır. Çocuklardaki apne durumu ise genel olarak okulda başarısızlık gibi durumar ortaya çıkartmaktadır.

Diğer Nedenler İle Gerekebilecek Tıbbi Tedaviler: Tıkayıcı şeklindeki uyku apnesi yaşayan kişilerde başka sebeplerle yapılması gerekebilecek ameliyatlarda anestezi nedeniyle solunum sorunları ortaya çıkabilmektedir.

Uyku Apnesine Karşı Ne Yapılabilir?

Alkol ve sakinleştirici ya da uyku ilaçları kullanılıyor ise bırakılmalıdır. Bu maddeler boğazdaki kasların gevşemesine neden olur ve bu şekilde solunum etkilenir. Eğer kişide fazla kilo vars zayıflama yoluan gitmelidir. Kilo problemi olan kişilerde zayıflama apnede gerilemeye yardımcı olur. Yatarken yan ya da yüzükoyun yatmakta fayda vardır. Sırtüstü yatmak dilin ve yumuşak damağın geriye sarkmasına neden olacaktır. Bu da hava yolunu daraltan bir etkendir.

Uyku esnasında farkında olmadan sırtüstü pozisyona gelmek engellenmek isteniyorsa pijama pantolon içerisine, bel kısmına bir masa tenisi ya da tenis topu koyulması tedbiri artırabilir. Burun problemleri varsa bu sorunlar tedavi ettirilmelidir. Burun bölmesindeki eğrilik (septum deviasyonu), burun kanatlarının gerginliğinin az olması, alerjik durumlar, burundan nefes almayı zorlaştıran unsurlardır. Bu gibi durumlar apneyi tetikleyen durumlardır.

Tedavisi Nasıldır?

Uyku apnesi dediğimiz horlamayı ortaya çıkaran durum genellikle kendiliğinden düzelen bir durum değildir. Tedavi için pek çok yöntem kullanılabilmektedir. Hava yolunu açma amaçlı bazı araçların kullanımı yaygındır. Ancak bazı durumlarda ameliyat gerekebilmektedir.

Tıkayıcı Tipte Uyku Apnesinde Tedavi:

PAP Cihazları: Burun üzerine bir maske yerleştirilir ve bu maske aracılığıyla solunum yoluna basınç veren bir cihazla uyunur. Bu uygulamanın biPAP (bilevel positive airway pressure), CPAP (continuous positive airway pressure, aPAP (automatic positive airway pressure) gibi farklı türleri bulunmaktadır.

Cerrahi Uygulamalar: Cerrahi yöntemde amaç hava yolunu kapatan dokuların çıkarılması, gerginleştirilmesi ya da küçültülmesidir.

Radyofrekans Cerrahisi: Çoğunlukla uyku apnesinde diğer cerrahi yöntemlere yardımcı olmak maksadıyla kullanılan bu yöntemde dilin arka kısmına ve yumuşak damağın gerginleştirilmek istenen kısımlarına özel bir cihaz yardımı ile radyo dalgaları uygulanmaktadır. Dil içinde ve yumuşak damak dokusunda meydana gelen etki zaman içerisinde damağın gerginleşmesini ve dik kökünde küçülme sağlayacaktır. Her bir uygulamada etkinin ortaya çıkması için 6 haftalık bir süreç gereklidir ve 3 ay aralık olmak kaydı ile birkaç uygulama tekrar edilebilir.

Faringoplasti Ameliyatı: Bu işlem genel olarak genel anestezi altında yapılır. Ameliyatta yumuşak doku, küçük dil ve bademcikler çevresindeki dokulara yeniden şekil verilmektedir. Bu işlemlerle beraber çoğu zaman bademcikler de alınmaktadır. İyileşme süresi ameliyattan sonra ortalama 4-6 hafta kadardır. Bu ameliyat türü uyku apnesi cerrahi tedavide en sık kullanılan yöntemdir.

Dil Kökünü Öne Çekmek Amacıyla Yapılan Ameliyatlar: Bu ameliyat hava yolunun dil kökü tarafından kesildiği hastalarda dil kaslarına bağlı çene kemiği ve hyoid kemiğin bir parçasını öne çekerek solunum yolunu genişletme amacıyla yapılan ameliyattır.

Trakeotomi: Uygulanacak bu cerrahi tedavi ancak diğer yöntemleri fayda sağalamaz ve hayati risk oluşturacak derecede şiddetli uyku apnesi görüldüğünde nadir bir şekilde kullanılır. Boyun kısmından nefes borusuna bir delik açılmak suretiyle bir kanül yerleştirilir. Bu kanül sayesinde nefes alınması sağlanır. Bu delik gündüz kapatılabilmekle beraber gece uyurken açılır ve havanın tıkanmış olan boğaz kısmına uğramadan direkt nefes borusuna gitmesini sağlamış olur.

Diğer Yardımcı Cerrahi Uygulamalar: Saydığımız tedavi uygulamaları dışında diğer yardımcı uygulamalar da mevcuttur. Bunlar burun bölgesindeki eğriliğin düzeltilmesi (septum deviasyonu), büyük bademcik ve varsa geniz etinin alınması, müzmin sinüzitte cerrahi tedavi, çene yapısında bir bozukluk meydana gelmiş ise bu bozukluğu giderici cerrahi uygulamalar şeklindedir. Bu gibi yardımcı uygulamalar uyku apnesini tedavi etmede destek sağlamaktadır.

Ağız İçi Aparatlar: Bazı dental aparatlar ile çeneyi ve dili öne çekmek mümkündür. Bu hava yolunu açık tutmanın bir başka yoludur. Ancak bu gibi aparatlar yalnızca hafif dereceli apnelerde kullanılırlar. Bu protezler her gece ağza takılmalıdır. Bu protezler hastanın diş kalıbı alınarak her hastaya özel bir şekilde üretilmektedirler.