Müttefiki ABD olanın…

Müttefiki ABD olanın…

Kurtuluş savaşı yılları üzerinden çok vakit geçmiş değil. Hatıralar hala capcanlı.

Atatürk Vatandır sempozyumlarının Bandırma durağındayız. Denizin hemen kıyısında bulunan Haydar Çavuş Cami ve son kurşun anıtı önemli mesajlar içeriyor. Nasıl ilk kurşun anlamlı ise son kurşun da o kadar anlamlıdır. Atatürk'ün Yunan'ı denize dökmesi ile kurtuluş savaşı zaferle neticelenmiştir. Yunanlılar gitmeden önce bakın ne yapıyor. Binlerce Müslüman halkı camiye dolduruyor ve ateşe veriyor. Diri diri yakılarak can veren şehitlerimizin hatıraları hala capcanlı.

Başta coğrafyamız olmak üzere savaş rüzgârları çok sert esiyor. ABD dünyayı karıştırmaya devam ediyor. Aslında bu ABD’nin de son çırpınışları. Ekonomik dengeleri alt üst durumda olan ABD cari açık veren ülkelerin başında geliyor. Bundan olacak ki, askeri gücü ile dünyayı ateşe kayarken, kâğıdını da para olarak ihraç malı diye kullanıyor. Aslında kral çıplak denecek olsa, bir anda tılsımı bozulmuş olacak.

Kandan ve gözyaşından beslenen ABD, şimdi de İran’ı karıştırmak istiyor. Bir önceki yazımızda belirttiğimiz gibi Şii güç İslam coğrafyasında ABD’ye ram olmayıp ayağına dolanmaya başladı. Oysa kurduğu Sünni güç ve gizli açık ittifak halinde olduğu İsrail ile hedeflerine adım adım yaklaşıyordu.

Haberlere göre yılın sonuna doğru bir işgal girişimi düşünülüyor. Asimetrik savaş ile muvaffak olamayan ABD, bu defa devlet bazında çatışma ile Şii Alevi - Sünni çatışmasını çıkartmak istiyor.

İlk düşündüğü Suudi Arabistan’ı devreye koymak. Ancak ABD’deki düşünce kuruluşları ve siyasi güç sahipleri Türkiye’nin devrede olmasını istiyor.

Bu konuda yapılan açıklamalar var. Trump başta olmak üzere ABD’li yöneticiler Türkiye’ye barış çubuğu uzatıyor gibi algılanabilir. Bunun aslı ve astarı yoktur.

Başbakan Yıldırım’ın Patriot in S-400 out anlamına da gelecek açıklamasında "ABD, Suriye konusunda bir takım yanlışlarına rağmen hala bizim müttefikimizdir" ifadesi anlaşılır gibi değildir.

Fetö olsun, 15 Temmuz darbe girişimi olsun, Suriye’deki PYD unsurlarına silah ve mühimmat desteği olsun daha birçok hayati gelişmenin arka ve ön planında ABD’nin olduğu biliniyor. Sayın Erdoğan her konuşmasında bunun altını çiziyorken, başbakanın açıklamasını nasıl yorumlamak gerekir?

Bu diplomasiden ziyade siyasi bir tercih gibi durmaktadır.

Şunu unutmamak gerekir, İran olsun Suriye olsun bu devletler bizim komşumuzdur. Ortak geçmişimiz ve ortak bölgesel çıkarlarımız vardır.

Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın yıllar öncesinden ifade ettikleri "Sünni dünyanın başı Türkiye ile Şii dünyanın başı İran’ı çatıştırmak isteyecekler" tespitinin altını çizmek gerekiyor. Arap Baharı sürecinde iktidar maalesef ABD ile stratejik ortaklık adına pek çok yanlış uygulamalarda bulundu. Bu defa da yanlış bir yöne sapmaması için milletin ayık ve uyanık olması gerekiyor.

Sn. Haydar Baş hocamızın Ehl-i Beyt’i tanıtma konusunda ortaya koyduğu gayret en büyük tesellimiz. Daha düne kadar Şii ve Alevileri Müslüman kabul etmeyen insanların, “yahu bunlar ne kadar güzel insanlar” demeye başlaması ümmetin birliğini temin edecek oynanan oyunları bozacaktır.