Kulak Tüpü Nedir?

Kulak Tüpü Nedir?

Burun bölgesinin arka kısmında genizin her iki tarafında açılan östaki kanalları orta kulakta basıncın dış ortam hava basıncı ile eşitlenmesini ve hava almasını sağlamaktadır. Östaki kanalında farklı sebeplere dayanan fonksiyonel bozukluklar ortaya çıktığında orta kulaktaki havanın orta kulak ve kulak kemiğindeki hava hücreleri olan mastoid selülleri kaplayan mukoza tarafından emilmesi neticesinde orta kulak kısmında negatif basınç oluşabilmektedir.

Bu negatif basınca bağlı olarak dokulardaki sıvı orta kulak boşluğunda toplanabilir. Ayrıca problemin kendini tekrarlaması durumunda orta kulaktaki mukozada artan mukus salgı bezlerine bağlı biriken sıvının kıvamı git gide koyulaşabilir. Bununla beraber negatif basınca bağlı olarak kulak zarının orta kulağa doğru çekilmesi ve zarda çökme ile uzun süreçte zarın ora kulaktaki işitme kemikçiklerine, orta kulağın taban kısmına yapışma durumu görülmektedir.

İşte bu negatif hava basıncını engellemek kulak zarına bir delik açarak havanın dış ortamdan gelmesi sağlanabilmektedir. Burada kulak tüpü devreye girer. Kulak tüpleri silindir şeklinde, küçük, orta kısmında kanalı bulunan ve açılacak deliğe yerleştirilen tüplerdir. Orta kulağa hava geçişini sağlamaktadırlar. Metal, teflon, plastik gibi çeşitli materyallerden yapılmaktadırlar.

Kulak Tüpü Kimlere Takılır?

Kulak tüpünün takılması gereken durumları şöyle sıralayabiliriz;

  • Kulak zarı çökmesi görüldüğünde
  • Kendisini sürekli tekrarlayan akut orta kulak iltihaplarında
  • Kendi kendine veya uygulanacak medikal tedaviler ile iyileşmeyen orta kulak sıvılarında
  • Dalma veya uçuş esnasında ortaya çıkan barotravmalarda
  • Yarık damak, down sendromu veya östaki borusunun doğru gelişemediği durumlarda takılması uygun görülmektedir.

Kulak Tüpü Takılma Süreci Nasıldır?

Öncelikle tüp takımında mikroskop ile çalışılmaktadır ve dış kulak yolundan girilmektedir. Ardından kulak zarı çizilmektedir. Bu işleme parasentez adı verilmektedir. Kulak zarında çizilen bu yerden orta kulaktaki sıvı dışarı doğru çekilir. Kullanılan özel aletler ile tüp zarda çizilmiş olan yere bir ucu dış kulakta diğer bir ucu orta kulakta olacak biçimde yerleştirilmektedir.

Dışarıdan bakıldığında hastanın kulağında dikkat çeken bir değişiklik ortaya çıkmaz. Çocuk hastalarda ise bu gibi bir problemle ortaya çıkan geniz eti, işlem sırasında alınabilmektedir. Çocuk hastalara genel anestezi altında bu işlem uygulanmaktadır. Hasta erişkin ise lokal anestezi uygulanabilmektedir.

Tüpün kulakta kalma süresi ise tüpün cinsi ile alakalıdır. Hastanın kulağına ilk defa tüp takılıyorsa genellikle kısa süreli tüpler tercih edilmektedir. Bunlar ortalama 6 ile 9 ay arasında kalmaktadırlar. Daha sonra vücut tarafından atılırlar. Genel olarak kontrol muayenesinde tüpün dış kulak yoluna atıldığı görülmektedir. Hekim bu tüpü alır. Çocuk hastalarda şayet tüp kendi kendisine atılmaz ise ve ortalama 1 yıl kadar yerinde duruyorsa uygulanacak hafif bir anestezide gaz koklatılıp uzman doktor tarafından çıkarılabilmektedir.

Tekrar uygulanan tüp ameliyatlarında T-tüp diye adlandırılan uzun süreli tüpler kullanılabilmektedir. Bu tüpler ise normal koşullarda vücut tarafından kolay bir şekilde atılamazlar. Uzman doktorun öngördüğü 1 yıllık bir süreçte kulakta kalırlar ve uzman doktor tarafından çıkarılmaktadırlar.

Tüp Takıldıktan Sonra Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

Tüp takılma işlemi yapıldıktan sonra özellikle kulak sudan korunmalıdır. Bunun için en uygun ve kolay yol her yıkanmada tek bir defa kullanılacak olan vazelinli pamuklardır. Ancak yine de buna karşın kulakta akıntı ya da iltihaplanma olursa hemen uzman doktora başvurulmalıdır. Genel olarak antibiyotikler ve bazı damlalar ile enfeksiyon kolaylıkla kontrol altına alınabilmektedir.

Çocuklarda orta kulak sorunları ile beraber geniz etinin alınması sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Bu kulakta sıvı birikme ihtimalini ortadan kaldıran bir durumdur. Bir çocuk 7 yaşına geldiğinde bir erişkindeki östaki tüpü açısına gelir. Sonuç olarak geniz eti alınan ve kulağına tüp takılmış bir çocuk da yeniden tüm takılma ihtiyacı olmasa dahi bir kısmında kulakta sıvı toplanması kendisini yeniden gösterebilir. Bu hastaların iyi gözlemlenmesi gerekir.