Türkiye ile İran Çatıştırılmak İsteniyor

Türkiye ile İran Çatıştırılmak İsteniyor

Arap Baharı, devam ediyor. ABD İslam ülkelerini süratle işgal süreci devam ederken Suriye'de hızı kesilmekle kalmadı aynı zamanda plan değişikliğine gitmek zorunda kaldı.

ABD hedefine varmak için bir taktiği tutmazsa, diğer taktiğini devreye koyar. Bugüne kadar bu böyle olmuştur.

Irak'ı işgal ederken ABD askerleri ciddi anlamda kıyıma uğramıştı. Bunun üzerine sıra diğer ülkelere geldiğinde politika değiştirdi.

Doğrudan savaş yerine vekâlet savaşları başlattı. Vekâlet olarak da devletler değil de terör örgütleri üzerinden gitmeyi tercih etti. Çünkü asimetrik savaş ile gidecek ve sadece kendi isteklerin gerçekleşmesini istiyordu. Artık ortak payda bulmak için zaman kaybetmek istemiyordu.

Öncelikle kurduğu ve vekâlet vererek desteklediği örgütler üzerinden bir Şii, Alevi - Sünni savaşı çıkartmak istiyordu. Ancak muvaffak olamadı.

Artık Şii blok, ABD’nin karşısına daha cesur olarak çıkmaya başladı.

Şii güçler olan İran ve Filistin Hizbullah'ı ABD'nin planlarını ciddi anlamda bozuyorlar. Özellikle kara harekâtında Şii güçler olduğu müddetçe ABD'nin adım atması neredeyse imkânsız hale geldi.

Hele Türkiye'nin Zeytin Dalı Operasyonu ile Afrin'i ele geçirmesi, ABD'nin hesaplarını yeniden gözden geçirmesine sebep oldu. ABD Ortadoğu'da yine gizli hesaplar yapmaya başladı.

Gelişmeler ABD’nin şimdi de, İran konusunda daha şahin politikalar uygulayacağını gösteriyor.

Bir taraftan Suudi Arabistan ile İran'ı çatıştırmanın hesapları yapılıyor. Bu konuda kamuoyu hazırlanmaya çalışılıyor.

Diğer taraftan ABD için İran kilidini ancak Türkiye’nin açabileceği tezi işlenmektedir.

Türkiye bu oyuna gelmemelidir. Aksini düşünmek istemiyoruz.

Böyle bir sonucun ne siyasi, ne sosyal ne de dini açıdan açıklanamaz.

Masum bir Müslümanın öldürülmesine yarım kelime katkı sağlayanın, mahşerde Allah'ın rahmetinden nasibi olmayacaktır (İbn Mace, Sünen, Diyat, 1). İslam'ın cari hükmü budur.

Bakın Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk döneminde de bölgemiz karışıktı. Dünya savaşları yaşanıyordu. Atatürk, Sadabad Paktı ve Balkan Paktı ile milletimizi ve devletimizi bu kıyamet senaryolarına bulaştırmadı.

Yetmedi, Atatürk hiçbir ülkesine karşı da savaşmadı. Atatürk'ün askeri ve siyasi liderlik dehasını bugün de örnek almak zorundayız.