EMİN ÇÖLAŞAN'A

Çölaşan'ın, demokratik bir hak olan "miting'in hukuki detaylarını bilmesinde fayda var. "Toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanunu'na göre, miting yapılabilmesi için, belirtilen şartlara uygun olup olmadığının sıkı denetlenmekte olduğunu öncelikle belirtmek isterim.
Kanunun fiili uygulamasında ise, güvenliğin sağlanması için valiliğin izni gerekmektedir. Valilik makamı isterse güvenlik gerekçeleri ile mitinge izin vermeyebilir. İlişikte sunulan “Ermeni soykırım iddialarını red ve ulusal bağımsızlık miting”i ile ilgili T.C. Ankara Valiliğinden 31.05.2001 gün ve 546 sayılı yazı ile alınan izin belgesini sunuyorum.
Sayın Çölaşan miting için izne gerek olmadığı zannıyla gerek kendini, gerekse yanlış yol gösterdiği kişileri zor durumda bırakabilir; hem de emniyet güçlerimizi meşgul edebilirler. Görüldüğü gibi Çölaşan konunun hukuki yönünü hala kavrayabilmiş değil.
Mitingin kanuni yönü hakkında bilgi sahibi olmadığını, “yeni öğrendiğini” itiraf eden Çölaşan'ın daha bilmediği pek çok konunun olması tabiidir. Ancak kötü olan, Emin Çölaşan'ın bildiği zannıyla “bilgiçlik” taslamasıdır. Türkiye'de tarikat olmadığını; Prof. Dr. Haydar Baş Beyin ise bir tarikat lideri olmadığını ifade etmemize rağmen, ısrarla bu vurguyu yapması milletiyle bütünleşmiş, eserleriyle dünya insanlığına mal olmuş bir şahsiyeti hukuk dışı göstermeye gayret etmektir.
Bu konuda Haydar Baş Beyin avukatlarına ve hukuk danışmanlarına başvurulduğu zaman Türk adaletinin vermiş olduğu pek çok tekzip kararı kendisine ileteceklerdir.
Şunun çok iyi bilinmesinde fayda var ki, Prof. Dr. Haydar Baş Beyin yaptığı bütün çalışmalar yasal olduğu gibi, milletimizin birliği ve ülkemizin aydınlık geleceği açısından da hayati öneme haizdir.
Dedik ya, Emin beyin anlama zorluğu çekiyor. Tarihi öneme haiz olan “Soykırım iddiaları” ve bir ulusun kayıtsız ve şartsız hakkı olan “egemenlik” konulu mitingi istihza yoluyla eleştirerek, “isteyen her vatandaşımız kürsü kurup -Soyguna son, hortuma dur, IMF'e hayır, yaşa Derviş, varol Ecevit, kahrol Patagonya- mitingi düzenleyebilir.” diyerek meseleye ne kadar sığ ve ulusun düştüğü badireden ne kadar bihaber olduğunu da ortaya koymaktadır.
Bir takım çevreler çatlasalar da patlasalar bu millet değerleri ile tarihi ile bütünleşmektedir. Asker, sivil, bürokrat arasındaki bağlar güçlenmektedir.
Şunu da hatırlatmak isterim ki, bu büyük milletin gücü haklı olmasından, haklı olanlarla birlikte olmasından kaynaklanmaktadır.
Sayın Çölaşan, Prof. Dr. Haydar Baş Beyin şu ifadelerini kulağınıza küpe ederseniz sapmazsınız, şaşmazsınız; bilakis aranan ve sevilen bir şahsiyet olursunuz.
“Hakk'a koşun, Hakk'la olun, haklı ile olun, haklı olun.
Hepiniz Hakk'a emanet olun.”