Cumhuriyet: Tebaadan Vatandaşa, Tarihten Geleceğe
 
                    
                Cumhuriyet’in 102. yılını kutlarken, meydanlarda yükselen ay yıldızlı bayrakların gölgesinde “Cumhuriyet kimin içindi ne için kuruldu ve bugün ne hâle geldi?” diye düşündük. Oysa Cumhuriyet, bir iktidar değişimi değil; milletin kendi kaderinin öznesi hâline geldiği bir bilinç devrimidir. Bu topraklarda insanlar yüzyıllar sonra ilk kez “devlet benim” diyebilmiştir.
Geçtiğimiz günlerde II. Abdülhamid’in torunlarından Kayıhan Osmanoğlu 29 Ekim’de şöyle bir paylaşım yaptı: “Dünyada bin yıllık tarihi silinen ve o günü bayram olarak kutlayan başka bir millet yoktur.” Bu fikirdeki yanlış, sadece tarih bilgisizliği değil, Cumhuriyet’in anlamını kavrayamamaktır.
Cumhuriyet tarihi silmedi; tarihi saraydan çıkarıp halka devretti. Bin yıllık devlet geleneğini yıkmadı, onu milletin iradesiyle yeniledi. 29 Ekim, bir tarihin sonu değil, tebaa olmaktan yurttaş olmaya geçişin kutlamasıdır.
Osmanlı büyük bir imparatorluktu ama o düzende halk “tebaa”ydı. Yönetenle yönetilen arasındaki sınır kutsaldı; sultanın iradesi “ilahi takdir” sayılırdı. Bir köylü, bir esnaf ya da bir kadın için devlet ulaşılmaz bir otoriteydi; doğuştan gelen ayrıcalıklar sistemi belirlerdi. Cumhuriyet bu zinciri kırdı.
1920’de Ankara’da toplanan Büyük Millet Meclisi, yalnız bir siyasi kurum değil, insan onurunun ayağa kalkışıydı. Hanedan imtiyazlarının yerine “her vatandaş eşittir” ilkesi geçti.
Kurtuluş Savaşı’nın başarısı, yalnız ordunun değil, milletin ortak vicdanının eseridir. Atatürk’ün “Adalet mülkün temelidir” sözü, Cumhuriyet’in ruhunu özetler. Çünkü adalet olmadan bağımsızlık, eşitlik olmadan özgürlük olmaz. Cumhuriyet, adalet kavramını sultanın lütfuna değil, milletin iradesine bağladı. Her yurttaşın aynı mahkemede, aynı haklarla yargılanabilmesi o gün için büyük bir devrimdi. Bugün bu ilke sarsıldığında mesele sadece hukuk değil, Cumhuriyet’in özü olur.
Cumhuriyet’in ilk yılları, bugün özlemle anılan bir fırsat dönemiydi. Bir köy çocuğu öğretmen olabiliyor, bir madencinin oğlu mühendisliğe yükselebiliyordu. Kadınlar eğitim ve çalışma hayatında yer aldı; doğudan batıya okullar açıldı. Sümerbank’tan Etibank’a kadar kurulan kurumlar yalnız sanayi değil, sosyal adaletin altyapısıydı. Cumhuriyet, vatandaşı “seçmen” olarak değil, üreten insan olarak tanımladı. Saltanat bir aileye refah sağlarken, Cumhuriyet bir millete fırsat sundu.
Bugün bazı çevreler “Cumhuriyet bizi sınırladı” diyor. Oysa Cumhuriyet kimseyi sınırlamadı; herkese aynı başlangıç hakkını verdi. Sorun, bu fırsat eşitliğini sürdüremeyen yönetim anlayışlarındadır.
Son dönemdeki “casusluk” soruşturmaları, “yazım hatasıyla değişen seçimler” ve siyasetin yargıya yön vermesi, adaletin tarafsızlığına gölge düşürüyor. Cumhuriyet’in ilk şartı, bağımsız yargı ve adil yönetimdir. Bu ilke sarsıldığında, halkın iradesi de anlamını yitirir.
Osmanlı’yı özlemek, tarihe saygıdır; ama Osmanlı düzenini geri istemek tarihten kopmaktır.
Cumhuriyet, o büyük mirası reddetmedi; onu milletin ortak mülkiyetine dönüştürdü. Bugün “tarihi silindi” diyenler, aslında tarihin halka açıldığı bu devrimi görmezden geliyor. Bir millet, padişahın değil, adaletin önünde eğildiği gün özgür olur.
Cumhuriyet, hâkimiyetin saraydan halka indiği bir rejimdir. Ama egemenlik sadece oy vermekle değil, adil ve üretken bir düzen kurmakla mümkündür. Eğer bugün adalet zedeleniyor, ekonomi dışa bağımlı hale geliyor, gençler umutlarını başka ülkelerde arıyorsa; sorun Cumhuriyet’te değil, onu yaşatamayan anlayıştadır. Çünkü Cumhuriyet bir miras değil, her neslin yeniden inşa etmesi gereken bir sorumluluktur. Cumhuriyet, bu tehlikeyi önlemek için vardır. 29 Ekim, sadece bir devletin değil, bir adalet ve özgürlük idealinin bayramıdır.
Unutmayalım: Cumhuriyet, padişahı yıkan bir öfke değil; milleti ayağa kaldıran bir iradedir.
İşlemlerimiz
 
                 
                 
                 
                 
                 drahmethkepekci
                drahmethkepekci
            
            
                 drahmethkepekci
                drahmethkepekci
            
            
                 drahmethkepekci
                drahmethkepekci
            
            
                 0549 620 00 34
                 0549 620 00 34
            
            
                 drahmethkepekci
                drahmethkepekci