OYUNU KURALINA GÖRE OYNAMAK GEREKİR

üst ve alt katlarımızda kimler oturuyor, mutlu günleri hangisi; desteğe ihtiyaç duydukları gün hangisi maalesef bilmiyoruz. Bilmemek bir tarafa birbirimizi tanımıyoruz bile. Oysa daha dün o kadar yakındık ki, neredeyse komşuda pişen bize de düşer idi.
Haberleşmeler önce kuşlar vasıtasıyla; bazen duman yoluyla yapılırdı. Kervan, mektup, telefon derken bayağı mesafe kat etti haberleşme.
Günümüzde ise, işin tonu iyice değişti. Mobil telefonlarla mesafe tanımaz; sınır bilmez bir haberleşme söz konusu. üstelik cep telefonu o kadar yaygınlık kazandı ki, bizim ülkemizde cep abonesinde sayı neredeyse 15 milyona ulaştı.
Gelişme bununla sınırlı değil elbette. İnternet çağa damgasını vuran bir vasıta oldu. Artık haberleşme çok kolay. Hem sesli, hem görüntülü, hem de yazılı; nasıl isterseniz İnternet hizmetinizde.
Yapılan araştırmalara göre İnternet kullanım artışında dünyada birinci durumdayız. İnternet aracılığıyla, dünyanın en ücra köşesindeki gelişmeden anında haberdar olabilirsiniz. üstelik bir kaynaktan değil, birçok kaynaktan bu haberleri öğrenebilirsiniz. Artık sıradan bir İnternet kullanıcısı için habere ulaşmak, haberin sahibiyle iletişim kurmak hiçte zor değil.
Gelinen seviye itibarıyla, tezinizi dünya gündemine bir anda sunabilirsiniz. Ancak burada haklı olmak temel nüktedir. Haksız olduğunuzda bir sıçrarsınız, iki sıçrarsınız nice üçüncü İnternet kullanıcısının avucuna düşersiniz.
İnternet'te dolaşırken flaş bir haberle karşılaştım. ABD Temsilciler Meclisi Uluslararası İlişkiler Komitesinde sözde Ermeni soykırımı karar tasarısının kabul edildiğini okudum.
Kendi kendimi sorguluyorum;
Acaba Ermenilerin değil de haklı olanın bizler olduğuna dair, İnternet ortamında ne kadar çalışmamız var?
Akademik çevreler bu konuya ne kadar duyarlı acaba, veya böyle bir gündemleri var mı?
TBMM heyetinden İstanbul Milletvekili Mehmet Ali İrtemçelik Türk parlamentosu adına ABD Temsilciler Meclisinde yaptığı konuşmada tarihin, belgelere dayanarak yazılması gerektiğini, Osmanlı arşivlerinin açık olduğunu, belirtiyor.
Sayın İrtemçelik güzel konuşuyor ancak bilinmeli ki, haklı olduğumuzu görmesi için bir başkasının gelip Osmanlı arşivlerini incelemesini değil; gereken incelemeleri bizim yaparak haklılığımızı ortaya koymamız gerekiyor. Yani Osmanlı arşivlerinden bilgi elde etmek, bunu eser haline getirmek, bu eserleri her ortamda dile getirmek, kamuoyu oluşturmak; bizim işimiz olmalı Sayın İrtemçelik. Ama ne yazık ki, bu memleketin genci, aydını dedesinin mezar taşını bile okumaktan aciz. Arşivlerden faydalanmak için öncelikle Osmanlıcanın bilinmesi gerekmektedir. Hem Osmanlıcayı yalnız tarihçiler değil, doktorlar da mühendislerde bütün meslek sahipleri öğrenmeli. Çünkü ecdadımızın her meslek erbabına aktaracağı misilsiz deneyimleri ve bilgi dağarcığı vardır. O halde öncelikle Osmanlıcanın seçmeli ders olarak okullarımızda okutulması gerektiğini hatırlatmak isterim.
Bir başka haber daha İnternet'te dikkatimi çekti. "Ermeni Tasarısı, Fransız Senatosu'nda.” Fransa Meclisi'nin 1998 yılı Haziran ayında yaptığı oylamada, ''Fransa Ermeni soykırımını tanır'' şeklindeki yasa tasarısı kabul edilmişti; bugün ise yasanın kanunlaşması için bir adım daha atıldığını görüyoruz.
Evet, Türkiye dost bildiği ülkeler tarafından sürekli sıkıştırılıyor. Her taraftan kalemize goller atılıyor.
Biz ise hâlâ seyirciyle sürtüşmekle meşgulüz.
İşlemlerimiz

