Sessizlik Bazen Her Şeydir

Sessizlik Bazen Her Şeydir
"Bugün, Meclis’te “Terörsüz Türkiye Komisyonu” ilk toplantısını yaptı.
İlk bakışta umut verici gibi görünen bu başlık, derinlemesine bakıldığında çok katmanlı bir tehlikeyi barındırıyor. Çünkü mesele, sadece “terörle mücadele” değil; devletin ve milletin meşruiyeti üzerinden bir inşa sürecine kalkışılmasıdır.
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, isabetli bir teşhisle bakın ne diyor:
“Milleti de bu sürece dahil edip tüm sorumluluğu millete mal etmektir.”
Bu cümle, yüzeyin altındaki asıl sorunu işaret ediyor:
Devlet, milletten meşruiyetini alarak mı yürüyor, yoksa milletin iradesine rağmen mi yeniden şekillendiriliyor?
Bugün yurdun dört bir yanında bu konuda derin bir sessizlik hâkim.
Sokaklar, üniversiteler, sendikalar, hatta kanaat önderleri suskun.
Bu sessizlik, sadece bir ilgisizlik değil; bir hayal kırıklığının çığlığıdır aslında. Çünkü milyonlarca insan, uğruna oy verdiği, gönül verdiği, evladını feda ettiği partilerin, bir anda bütün söylemlerinin aksi yönüne savrulduklarını seyrediyor.
Bir zamanlar “tek vatan, tek millet, tek bayrak” diyenlerin bugün “çok dilli, çok kimlikli” bir projeye yol vermesi; bir zamanlar “terörle pazarlık olmaz” diyenlerin şimdi masaları yeniden kurması, elbette ki bu milletin vicdanında kırılmalar yaratacaktır.
Bu konuda sosyal medyada şu soruyu sordum:
“Atatürk bugün yaşasaydı, bütün bu yaşananlara ne derdi?”
Yalnız sosyal medya değil, beni bizzat arayan, mesaj atan onlarca vatandaş, aynı endişeyi paylaştı:
“Gidişat hiç de iç açıcı değil.”
Ve elbette haklılar.
Zira bu topraklar, bu millet, bu devlet öyle bir hafızaya sahiptir ki…
Kurulan her cümleyi, edilen her yemin ve verilen her şehidi unutmaz.
Bugün olan bitene karşı susmak, yalnızca edilgenlik değildir.
Sessizlik bazen suça ortaklıktır.
Ve sessizlik, bazen her şeydir…
İşlemlerimiz

