SÖZDE TARİHLE YÜZLEŞMEK DEĞİL, MİLLETLE HESAPLAŞMAK !

Yine aynı tiyatro sahnede… Bu kez rolü Garo Paylan değil, DEM Parti Mardin Milletvekili George Aslan üstlendi. Geçtiğimiz hafta Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda, Talat Paşa’nın adının caddelerden kaldırılmasını isteyen Aslan, 1915 olaylarını “Ermeni Soykırımı” olarak nitelendirerek bir kez daha tarihimize, milletimize ve Meclis kürsüsünün vakarına saldırmıştır.
Bu çıkış, sadece bir siyasi konuşma değil; emperyalizmin sesini Meclis kürsüsünden duyurma girişimidir.
İngiliz İşgali Bile Delil Bulamadı, Bugün Hâlâ Aynı İftira!
Sayın Aslan ve onunla benzer iddiaları dillendirenler, “yüzleşme” adı altında milletin alnına soykırım lekesi çalmaya çalışıyor. Oysa tarih belgelerle yazılır, sloganlarla değil.
1918–1923 arasında İstanbul İngiliz işgali altındayken, İngilizler Osmanlı arşivlerine girip “katliam emri” aradı. Dahası, 144 Osmanlı yöneticisini Malta Adası'na sürgün etti. Ama ne oldu? Hiçbir delil bulamadan hepsini serbest bırakmak zorunda kaldılar.
Bugün "soykırım oldu" diyenlerin göstereceği tek bir resmî belge yoktur. Çünkü soykırım yoktur. Olan, savaşın pençesindeki bir milletin güvenlik refleksi olan “tehcir"dir.
Peki, Ermeniler Masum Muydu?
Bu soruyu Meclis kürsüsünde soran oldu mu?
1915’te Van, Bitlis, Kars, Erzurum, Ağrı gibi vilayetlerde 500.000'den fazla Müslüman Türk’ün Ermeni komitacılar tarafından öldürüldüğünü artık Batı raporları bile inkâr edemiyor. Talat Paşa, bu katliamları durdurmak ve cephe gerisini güvence altına almak için tehcir kararı aldı. Bu karar devletin meşru müdafaa hakkıdır.
Sözüm ona “yüzleşme” isteyenlerin, önce Müslüman yetimlerin mezar taşlarıyla yüzleşmesi gerekir.
TBMM'de Retorik Değil, Tarihî Şuur Gerekir
Kürsüde “soykırım” diyenler, Meclis’in meşruiyetini de kendi varlık gerekçelerini de inkâr eder. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti'nin temelinde İstiklal Harbi vardır, onun kökünde ise 1915’te milletin varlık mücadelesi...
Meclis’in kürsüsünde konuşan bir vekil, başka bir ülkenin ağzıyla değil, bu milletin sesiyle konuşmalıdır. “Soykırım oldu” diyenin kim için konuştuğu artık bellidir. Bu, fikir özgürlüğü değil, tarih düşmanlığıdır.
Kiminle Yüzleşeceğiz? Tarih mi, Tehdit mi?
Sözde “Ermeni Soykırımı” iddialarıyla yüzleşmek isteyenlere diyoruz ki:
Gelin birlikte arşivlere inelim. Osmanlı arşivleri açık. İngiliz arşivleri açık. ABD arşivleri açık. Nerede Talat Paşa'nın "katliam emri"?
Gösterin, görelim. Yoksa bu milleti sahte belgelerle suçlamayın!
Son Söz
Bu millet, soykırım yapmadı. Bu millet, işgal altında bile arşivini korudu. Ve bu millet, hâlâ küresel güçlerin masa başı planlarına rağmen ayakta.
TBMM'de “soykırım” diyen her söz, yalnızca tarihe değil, millet iradesine karşı da bir meydan okumadır. Buna izin verilmemelidir. Bu mesele artık bir tarih tartışması değil, bir milli egemenlik meselesidir.
Kaynaklar: British National Archives FO 371/6504; Yusuf Halaçoğlu, “Ermeni Tehciri ve Gerçekler”; Bilal Şimşir, “Malta Sürgünleri”; BBC Türkçe – DHA Meclis Tartışmaları (2022–2024)
İşlemlerimiz

