Yine ikilem yine istismar

Yine ikilem yine istismar

Ülkemizde 2024 yerel seçimlerine sayılı günler kala, siyasi iktidar ve ana muhalefetin stratejileri, kampanya yaklaşımları ve seçmenle iletişim kurma yöntemleri dünden farklı değil. Bu kritik dönemde, seçmenin dikkatini çekebilmek ve desteklerini alabilmek için daha çok ötekileştirici temalar ve söylemler kullanıyorlar.

Sn. Erdoğan, AK Parti ve Cumhur İttifakı kökü Peygamber efendimize uzanan medeniyet davasının bugünkü temsilcileri olduğunu iddia ediyor. Gazze ve İslam medeniyeti üzerinden yürütülen seçim kampanyası ile seçmenin kutsalları ve vicdanı üzerine hesap yapıyor. Bu strateji, kendi seçmen tabanlarını pekiştirmek ve dini değerlere önem veren seçmenleri etkilemek amacını taşıyor.

Diğer yandan, ana muhalefet partisi ve onun genel başkanı, farklı bir söylemle sahne alıyor. Sn. Özgür Özel, Atatürkçüler CHP'ye oy verecek diyor. Cumhuriyet değerlerini anlamaktan aciz olan ve bu tarihi mirasa sahip çıkmaktan çekinen Özel'in stratejisi kendi tabanını konsolide etmeğe yönelik bir çabadır. İstanbul seçim bölgesinde CHP’nin afişlerinde bir tane Özgür Özel posteri bulunmamaktadır. Bu bile partisinin kendi içinde çok parçalı olduğunun göstergesidir. Parti politikası kalmayınca herkes kendi düşüncesini ve ikbalini öncelemektedir. Dolayısıyla CHP Atatürk’ün partisi olmaktan çok uzak bir manzaradadır. 

Her iki yaklaşım da hedef saptırma taktikleridir. Türkiye'nin çeşitli sosyal ve ekonomik meseleleri karşısında aciz kalan, çözüm üretemeyen siyasi partilerin genel başkanların ve partilerin nasıl bir dil ve strateji benimsediğini gösteriyor. Oysa ekonomik zorluklar, işsizlik ve yaşam maliyeti gibi konular seçmenin kararlarını önemli ölçüde etkilemektedir. Seçmenler, özellikle ekonomik sıkıntılar ve sosyal adalet gibi konularda, somut adımlar ve gerçekçi vaatler bekliyor. Birebir sahaya çıkamayan çıktığı takdirde vatandaşın yoğun ekonomik sıkıntıları ile yüz yüze gelen siyaset daha çok kimlik siyaseti yapmayı tercih etmektedir.  

Her iki parti genel başkanlarının sözleri ve icraatları örtüşmemektedir. Erdoğan hükümeti İslam medeniyeti iddiası ile yola çıkarak her fırsatta dine vurgu yapmasına rağmen, din karşıtı uygulamalardan kaçınmamaktadır. Bu çelişkili durumlara birkaç örnek verelim. 
AKP hükümeti döneminde zina suç olmaktan çıkarılmıştır. İslam dininde ahlaki değerler ve aile yapısının korunması önemlidir, bu tür bir adım ise bu değerlere zarar vermiştir.
Domuz eti, İslam dininde haram kabul edilmesine rağmen, bu etin kasaplık statüsü kazanması Ak parti hükümeti döneminde olmuştur. Bu uygulama, İslami değerlerle çelişmektedir.
Ülkemizde ibadethane adı altında kilise evleri açılmasının yolu imar kanununda yaptıkları düzenleme ile olmuştur. Ak parti hükümeti dini iddialarına rağmen, üstü örtük bir şekilde apartman dairelerine kadar yayılan kilise evlerinin açılması için geniş imkanlar tanımıştır.
Erdoğan’ın, faizin dinimizce yasak olduğunu ifade ederek faiz oranlarını aşağı indirmesi ve ardından hükümetin faiz oranlarını artırarak ekonomi politikalarında önemli bir yer tutması, dini iddialarla çelişen bir uygulamadır.
Özet olarak bu uygulamalar, pratikte İslami prensiplerle çelişen kararlar alan hükümetin dini söylemleri ile uygulamaları arasındaki çelişkileri ortaya çıkarmaktadır.

Gelelim Sn. Özgür Özel'e. Kendisi bir kere Atatürk'ü tanımıyor, Millî mücadele tarihine hâkim değil. Bir kere Atatürk bütün Türk milletinin Atasıdır. Atatürk'ün en büyük hususiyeti onun birleştirici yönüdür. Oysa Özel toplumu Atatürkçü olanlar ve olmayanlar şeklinde kamplara bölmeye çalışmaktadır. Erdoğan dinimizi istismar ederken, Özgür Özel’de Atamızı istismar etmektedir. Atatürk'ün kurucusu olduğu CHP tamamen eksen değiştirmiştir. Hele hele bugünkü uygulamaları ile Atatürk'e taban tabana zıt bir siyaset uygulamaktadır. Başta ekonomi olmak üzere sorunlara yaklaşımı ve çözüm önerileri Ak partiden pek de farklı değildir. 

Gelelim çözüme; Hüseyin Baş toplumsal birlik ve beraberliği önemsemektedir. Uyguladığı politika ile toplumun farklı kesimlerini bir araya getirebilmektedir. Kemalist ilkeler Türkiye Cumhuriyeti'nin temelini oluşturmaktadır. Kemalizm’in temel ilkeleri olan cumhuriyetçilik, halkçılık, milliyetçilik, laiklik, devletçilik ve inkılapçılığa dün olduğu gibi bugün de ihtiyacımız vardır. Bu ilkeleri uygulayacak plan, program, kadro ve duruşa sahip olan tek parti ise BTP'dir.